3 Eylül 2011 Cumartesi

SON bir ömrün BAHAR ından...


Mevsimlerden Eylül
Aylardan sonbahar.
Çiçekler soldu çoktan
Artık sarı sıcak yapraklar.

Gökyüzünün rengi değişti,
Gri şimdi bulutlar.
El salladı göçmen kuşlarda uzaktan
Hüzün yağdı gönüle kara topraktan.

Veda havası çalan, hicaz makamından.
Şarkımı bir rüzgar mırıldanır, uzaklardan.
Son yaprakta yere düşer dalından
Kurumaya en mahkum yanından.

Yüreklere güz değdi hiç acımadan
Umut yerini çoktan sabra bıraktı usançtan
Ve yol aldı son sabırda kışa, sonbahardan.

Gözlerinde yazdan kalan sıcak bir sevinç,
Yerini çoktan bıraktı hazana.
Ve yıllar biriktirdi harcamadan derin izleri alnına
Aklar düşürdü saçlarına bu sonbahar...

Gölgende birikti dağ gibi günahlar,
Dilinde dünden kalan ah-u vahlar
Yüreğinden yükselir fısıltıyla dualar
Bilirsin ömrün ahirinde tektir sonbahar.

Uçurursun gecelerce göklere nice tövbe istiğfarlar,
Sessiz haykırışlarını bir tek sahibin duyar...
Vaktidir şimdi sessizce gitmelerin,
Yaptıklarını alarak yanına.

Sessiz ve kimsesiz çıkacağın yolda 
Soğuk bir sonbahar rüzgarı kalır yanında.
Tutar ellerinden kimsesizliğine inatla
Götürür seni soğuk, kara toprağa.

Kimseden görmediğin vefayı gösterir aslında
Döker yaprakları mezar taşına 
Bir fatiha okur uğultuyla başucunda
Birde su gönderir bulutların göz yaşlarıyla...

                                                                       Elmas Kılıç