1 Ocak 2012 Pazar

Seni Anarken




Güneşin battığı yerdesin
Sesin soğuk ve uzak
Kalmak ne mümkün
Varsın sanarak
Kaçmak;
Senli tüm renklerden
Denizden, gökyüzünden,
İçinde adının geçtiği her bir cümleden.
Hatta kendimden...

Suskunluğa büründüğün yerdesin
Ellerin soğuk ve uzak
Kendinden, kendine kaçtığın, önce
Yaralayıp sonra yine sardığın şehirdesin.
Ahh... Susmak;
Sana, kendime...
Oysa saklayacaktım ele vermeseydi bizi kelimeler
Anlatmayacaktım, bilmeyecekti kimseler.
Sükuta gömülecekti bembeyaz düşler.

Hem yitirip hem bulduğun o yerdesin
Gözlerin soğuk ve uzak
Yüreğini içinde boğduğun, sonra
Kaçıp kurtulduğun kenttesin.
Gitmek... Uzaklaştığını sanarak,
Her bir adımda biraz daha yaklaşarak
Gitmek, hemde böyle kalarak...
Seni mavi şehre haykırarak
Kendimi yok bir ateşte yakarak
...

Şimdi;
Sesini martılara bırak.
Ellerin, rüzgarında kalsın bu şehrin.
Gözlerini boğazın sularına salıver gitsin.
Ben ki olmasan da, bulurum seni.
Bilirim yüreğinin başkentindesin.
İsmini kulağıma fısıldayan şehirdesin.

Elmas Kılıç




1 yorum: