Kısaydı oysa hayatlar
Ona kocaman hikayeler sığdıran insanlar
Yaşananları hiç bitmez sandılar.
Son gelince yanıldıklarını anladılar.
Büyük sevdalar vardı küçücük kalplerinde.
Bazen dünyayı kucaklayan bir ifade yüzlerinde
Bazende yitirivermişlik hissi biçare.
Sevmişlerdi insanlar dünyayı yinede.
Ümitsizlik vardı, kimsesizlik ve çaresizlik...
Tüm bu duygularla yola çıktı insan
Gülsede simalar, ağladı çoğu zaman
Yinede dünyayı sevmişti insan.
Kavga vardı, savaş ve bomba sesleri
Açlıktan çocuların imdat kıvarnışları.
Ve bir anne yüreğinin sessiz haykırışları,
Gözü yaşlı bir babanın çaresiz bakışları.
Yinede dünyayı sevmişti insan
Firaklar vuslata dönmüyordu çoğu zaman.
Pişmanlık, ayrılık, geç kalmışlık geride kalan
Her giden uğurlanır tahta atında gözyaşıyla.
Yinede dünyayı sevmişti insan
Oysa herşey gibi sayılıydı zaman
Her an veda edebilirdi geride kalanlara insan
Malına, mülküne, sevdiklerine hatta nefet ettiklerine.
İşte bu kadar kısaydı hayat olabildiğince
Yinede dünyayı sevmişti insan
Geldiğinde yüzlerde tatlı bir heyecan
Kulağında müezzinden kalan Muhammedi bir ezan.
Gözlerini dünyaya açmıştı insan.
Oysa şimdi dehşetli bir korku sarmıştı yüzleri.
Çünkü tükenivermişti ömür sermayesi.
Etrafta koca bir kalabalık hatırlatan mahşeri.
Uzaktan kulaklara dolan bir sala sesi şimdi.
Şah damarı kadar yakın olan ölüm gerçeği.
Misafirhane-i dünyadan gelmişti göç vakti.
Şimdi hesap vakti, ebedi buluşma, ayrılık ebedi.
İnsan bir avuç toprakla kapattı ellerini,
Kapattı gözlerini, hayallerini, durdurdu yüreğini.
Üzerinde bir kaç kürek toprak biraz su birikintisi şimdi
Şimdi hesap vakti, ebedi buluşma, ayrılık ebedi.
Elmas Kılıç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder